28 Şubat 2013 Perşembe

Göl şairleri kimlerdir Hakkında

Göl şairleri nedir, Göl şairlerinin adları kimler

Göl şairleri, İngiliz şairler William Wordsworth, Samuel Taylor Coleridge ve Robert Southey’ye verilen ad. Bu şairler, 19. yüzyılın başlarında İngiltere Göller Böl­gesindeki Cumberland ve Westmorland’de (bugün Cumbria) yaşamışlardır. İlk olarak Ağustos 1817′de The Edinburgh Review”da, Francis Jeffrey (sonradan Lord) tarafından küçümseyici bir tavırla “Göl okulu” olarak adlandırıldılar. “Golcüler” yakıştırması da, benzer bir amaçla şair Byron tarafından kullanıldı. Bu adlandırma, Wordsworth ve Coleridge’in Southey ile bir arada düşünül­mesine yol açtığı için yanıltıcıdır. Oysa Southey, gerek görüşleri, gerekse yapıtla­rıyla öbür iki şairden ayrılır.


Göl şairleri kimlerdir

27 Şubat 2013 Çarşamba

Trabzon maçı ne olur

TRABZONSPOR - MP ANTALYASPOR: 0 - 0
SAAT: 18.00
Trabzon maçı ne olur
HAKEM: İlker Coşkun
STAT: Hüseyin Avni Aker
TRABZONSPOR: Tolga, Serkan, Mustafa, Giray, Cech, Colman, Zokora, Adrian, Alanzinho, Olcan, Henrique
Teknik Direktör: Tolunay Kafkas
MP ANTALYASPOR: Sammy, Koray , Deniz, M.Sedef, Ziziç, Isaac, Uğur, M.Duruer, Janda, Aissati, Diarra
Teknik Direktör: Mehmet Özdilek
MAÇTAN DAKİKALAR
Dakika 4: Trabzonsporlu futbolcular kendi yarı sahalarında top çeviriyor.
Dakika 7: Antalyaspor bu dakikalarda topu ayağında daha çok tutuyor.
Dakika 11: Antalyaspor Tita ile köşe vuruşu kullanıyor Tita topu Ali Tandoğan'a gönderdi Ali topla çok oynayınca Trabzonspor savunması topu taca gönderdi.
Dakika 13: Trabzonspor çok pas yaparak Antalya savunmasını geçmek istiyor ancak Antalyalı futbolcular çok dikkatli hareket ediyor.
Dakika 16: Trabzonspor tehlikeli geldi Olcan'ın sol kanattan içeri kestiği topu Sapara ceza sahası içinde kontrol edemeyince top auta çıktı.
Dakika 17: Isaac ceza sahası dışından bir şut denemesi yaptı ancak Tolga üstüne gelen topu rahatlıkla kontrol etti.
Dakika 20: Trabzonspor Henrique ile mutlak bir gol pozisyonundan yararlanamadı. Henrique Sapara'nın ortasında topa gelişine vurdu ancak top savunmanında müdehalesi ile kornere çıktı.
Dakika 22: Trabzonspor şu dakikalarda Antalyaspor'a karşı daha etkili. Trabzonlu futbolcular önde basarak Antalya savunmasını rahatsız ediyor.

22 Şubat 2013 Cuma

Deniz yılanları ve özellikleri Hakkında

Deniz yılanlarının özellikleri nelerdir, deniz yılanı nedir nerelerde yaşar

Deniz yılanı, Hydrophiidae familyasından, denizde yaşayan 50′yi aşkın zehirli yılan türünün ortak adı. Su yaşamına uyum sağladıkları için, deniz yılanlarının gövdele­ri yassı, kuyrukları kürek biçiminde, burun delikleri kapaklıdır. Çoğunda gövdenin ba­şa ve boyna oranla daha kalın olması, avlarının üstüne atlamaya hazırlanırken dik ve dengeli durabilmelerini sağlar. Laticau- dinae alt familyasının üyelerinde karın pulla­rı, kara yılanlarındaki kadar büyüktür; Hydrophiinae alt familyasının üyelerinde ise karın pulları, bu türlerin karada sürünerek ilerlemesini engelleyecek kadar küçüktür.

Deniz yılanlarının uzunlukları genellikle 1-1,2 m arasında değişir; Japonya’da eti çok beğenilen Laticauda semifasciata, 2 m’yi aşan boyuyla en uzun türdür. Deniz yılanla­rının büyük bölümü Avustralya ve Asya’nın kıyılarında ve haliçlerinde yaşar; yalnızca Pelamis platurus türü Büyük Okyanustan Madagaskar’a ve Yenidünya’ya kadar yayıl­mıştır. Yaklaşık 1 m uzunluğundaki bu yılanın karnı parlak sarı, öbür bölümleri koyu kahverengi ya da karadır. Deniz yılanları balıkla beslenir, bazen kalabalık gruplar halinde su yüzeyine çıkarak güneş­lenirler. Yumurtalarını karaya bırakan Lati- caudinae alt familyasından birkaç tür dışında hepsi suda canlı yavru doğurur. Deniz yılanları genellikle saldırgan olmamakla birlikte, Hydrophis cyanocinctus ve Enhydrina schistosa gibi bazı türlerinin zehiri insanı öldürebilecek kadar güçlüdür.


Deniz yılanları ve özellikleri

21 Şubat 2013 Perşembe

Deniz uçağı nedir özellikleri Hakkında

Deniz uçaklarının özellikleri, deniz uçağı nedir

Deniz uçağı, su üstüne iniş yapabilen ve su üstünde seyredip gene havalanabilen uçak­ların ortak adı. Doğrudan, deniz teknelerinkine benzeyen gövdeleri üzerine inen deniz uçakları uçan gemi, sukayağı (katamaran) biçimindeki iniş takımları üzerine inenler ise yüzen uçak olarak da adlandırılır. İlk başarılı deniz uçakları, 1911-12′de, ABD’de Glenn H. Curtiss tarafından geliştirildi ve uçuruldu. I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz­ler, Curtiss’in buluşlarından yararlanarak “F” tipi deniz uçaklarını geliştirdiler. Savaş sırasında alışılmamış türden donanma hiz­metleri veren bu uçaklar, deniz devriyesi, denizaltılarla savaş, mayın döşeme ve denizde ilk yardım görevleri üstlendiler. Aynı uçakların savaştan sonra üretilen sivil amaç­lı tipleri, dönemlerinin erim ve dayanıklılık rekorlarını kırdılar. 1919′da ABD Deniz Kuwetleri’nin “NC-4″ deniz uçağı, Asor Adaları üzerinden Atlas Okyanusunu ilk olarak aşmayı başardı. 1920′lerin sonların­da, dünyadaki en büyük ve en hızlı uçaklar deniz uçaklarıydı. Bu araçların kullanışlılığını ve çok yönlülüğünü vurgulayan iki önemli başarı, 1929′da Sovyet yapımı “ANT-4″ tipi bir deniz uçağıyla Sibirya üzerinden Moskova’dan New York’a uçul­ması ve 1930′larda İtalyan deniz uçakların­dan ohjşan bir filonun Roma-Rio de Janeiro ve Roma-Chicago arasında sürekli olarak gerçekleştirdiği uçuşlardı. II. Dünya Savaşı başladıktan sonra kısmen karadan havala­nan uçakların erimlerinin artması, kısmen de çok miktarda havaalanının ve uçak gemilerinin yapılmasıyla, deniz uçaklarının askeri ve ticari önemi giderek azaldı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra denizden havala­nan uçak yapımı sürdüyse de, bu gelişme oldukça düşük bir düzeyde kaldı.

Deniz uçaklarının su üzerinde kalabilme­leri için yeterli yüzdürme (kaldırma) kuvve­tine sahip olmaları ve ayrıca su yüzünde hareket ederken, havalanma hızına ulaşana kadar kendi ağırlıklarını taşıyacak yapıda olmaları gerekir. Bu uçaklar havalanma ve iniş sırasında dengesini koruyabilmeli ve denge pilot tarafından denetlenebilmelidir. Teknenin yapısı, iniş sırasında suyun çarp­ma etkisine dayanabilmeli ve uçağın çabuk hızlanabilmesi için su direnci az olmalıdır.

Curtiss bütün bu koşulları iki biçimde sağlamaya çalışmıştı. İlk geliştirdiği deniz uçağı, aslında, iniş tekerlekleri yerine esnek şamandıralar yerleştirilmiş bir kara uçağıy­dı. Daha sonra da, şamandıraları ile gövdesi bir su teknesi biçiminde birleştirilmiş olan uçan gemiyi yaptı. Her iki tipte de, yüzdü- rücü gövdelerin altı havalanmayı kolaylaş­tırmak için kademeli olarak yapılmıştı. Hız ve kaldırma kuvveti arttıkça, deniz uçağı sudan bir kademe yükseliyor ve gövdenin suya değen bölümü küçüldükçe sürtünme kuvveti de azalıyordu. Tek şamandıralı deniz uçakları ile tek gövdeli uçan gemilerin dengelerini koruyabilmelerini sağlamak amacıyla, bunlara yan şamandıralar ya da kanat uçlarına su kayakları eklenir. Çift şamandıralı deniz uçakları ile çift gövdeli ya da ek kayaklı uçan gemilerde yardımcı şamandıraya gerek yoktur. Curtiss’in bir başka katkısı da, deniz uçaklarına, gövde­nin içine çekilebilen kara iniş takımları eklemesiydi. Hem karaya, hem suya inebi­len (amfibi) bu uçaklar, çok amaçlı hizmet­lerde yaygın olarak kullanıldı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra da, kar, buz, çamur ve çim gibi öteki uçakların kalkıp inmesine elverişli olmayan yüzeylerden ve sudan havalanabilen uçaklar geliştirilmiştir.


Deniz uçağı nedir özellikleri

19 Şubat 2013 Salı

Koper nerede - Slovenya Hakkında

Koper nerede - Slovenya

Slovenya Koper, Koper kenti hakkında bilgi, Koper nerede

Koper, İtalyanca capodistria, Slovenya’da liman kentidir. Trieste’nin güneybatısında yer alır. Önceleri bir ada olan Koper, 1825′te inşa edilen bir geçit ve kanallarla anakaraya bağlandı. Kentin dar sokakları ve eski evleri Venedik etkisini yansıtır. Koper’in ana meydanı olan Titov Trg’da bir katedral ile eski Venedik valilerinin malikânesi bulu­nur. Romalılar tarafından Capris olarak adlandırılan kent 1232-75 arasında Aquileia piskoposlarının yönetimi altında kaldıktan sonra 1279′da Venediklilerin eline geçti. Venedikliler tarafından yeniden tahkim edildikten sonra Istria’nın merkezi oldu; Capodistria adı da buradan gelir.

Napoleon döneminde Fransa’nın (1797-1813), ardın­dan Avusturya İmparatorluğu’nun (1813­-1918), daha sonra da İtalya’nın yönetiminde kaldı. II. Dünya Savaşı’ndan Yugoslavya’ya bağlandığı 1954′e değin Bağımsız Trieste Bölgesi’nin bir parçası oldu. Mart 1974′te yayımlanan bir belgede de belirtildiği gibi, italya bölgedeki Yugoslav egemenliğini kabul etmiyordu. Bölgede deniz suyundan tuz elde edilir. Son yıllarda yeni liman tesislerinin kurulduğu kentte bir otomobil montaj tesisi ile radyo fabrikası vardır.

18 Şubat 2013 Pazartesi

Nicolaus Copernicus

Copernicus Polonya’da Thorn’da doğdu. Nicolaus Copernicus Krakovi Üniversitesi’ne gitti. Polonyalı bir tüccar ailesinin çocuğu olan Copernicus hukuk, sanat ve tıp okuduktan sonra keşiş oldu. Sonra Eski Yunan dilini ve felsefesini öğrenmek üzere İtalya’ya gitti. Bologna Üniversitesi’nde 3 yıl okudu. Bir yandan da astronomi derslerine devam ediyor ve Ferrara Üniversitesi’nde din felsefesi okuyordu. 1503′de Üniversiteyi bitirince Frauenburg Katedrali’nde piskopos müşavirliği yesi olarak görevlendirildi. Ölümüne kadar bu meslekte kalmakla beraber en çok astronomiyle ilgilenmiştir. O dönemde güneş ve gezegenlerin dünya çevresinde döndüğüne inanılırdı. Nicolaus Copernicus bunu reddederek 1530′da büyük eseri De Revolutionibus‘u tamamladı. Burada dünyanın mihveri üzerinde günde bir kere ve güneşin çevresinde de yılda bir kere döndüğünü anlattı. O zamanlar bu akıl almayacak bir kavramdı ve Kilise tarafından tehlikeli bulunmuştu. Copernicus’un kitabı ölümünden kısa bir süre sonra yayınlandıysa da, kilise otoriteleri tarafından 300 yıldan uzun bir süre yasaklandı.

Önemli başarıları: Güneş sisteminin yapısını çağdaş görüşe taşıyan ilk insan. Güneşin gezegenler sisteminin merkezi olduğunu ileri süren teorisi, modern astronominin temeli olmuştur. O devrin astronomları Ptolemaios’un fikirlerine dayanarak evrenin merkezini Dünya olarak kabul ediyorlardı. Copernicus ise ski Yunan bilgilerinden bazılarının merkezi güneş olan bir gezegen sistemi hakkındaki tahminleri üzerinde duruyordu. Frauenburg ve Heilsberg’deki ilkel ve yetersiz çalışma araçlarıyla yaptığı incelemelerde, Dünya ile öteki gezegenlerin meydana getirdiği sistemin merkezinin güneş olduğunu ispat etti. Bütün gezegenlerin bir yandan kendi eksenleri çevresinde dönerken bir yandan da güneşin çevresinde döndükleri gerçeğini ortaya çıkardı.

Deniz ejderi nedir Hakkında

Deniz ejderi nedir

Deniz ejderi, büyük bir yılana benzediği düşünülen efsanevi deniz hayvanı.

Denizlerin derinliklerinde dev yaratıkların yaşadığı inancı ilk çağ kültürlerinde çok yaygındır. Eski Ahit’te, Levyatan ya da Rahab olarak adlandırılan dev bir düşman ile Tanrı arasındaki bir savaştan söz edilir. Levyatan ejdere benzer bir yaratık olabile­ceği gibi, bir deniz canavarı da olabilir. Eski Ortadoğu efsanelerinde de bu savaşın ben­zerleri görülür. Babil yazılı kaynaklannda Tanrı Marduk ile çok başlı, yılan biçimli ejder Tiamat arasındaki savaştan söz edilir. Hitit efsanelerinde hava tanrısının, ejder Illuyankas’ı nasıl yendiği anlatılır. Suriye’ nin kuzeyindeki Ras Şamra’da (eskiden Ugarit) bulunmuş bir Kenan şiirinde Tanrı Baal ile Levyatan adlı bir canavar arasında­ki savaş anlatılır. Marduk’un Tiamat ile savaşının öyküsü Hıristiyan geleneğindeki Aziz George ve ejder efsanesinin de kayna­ğıdır.

Dev deniz yaratıklarıyla ilgili güvenilir öykülerin çoğunun, bilinen bazı hayvanların yanlış gözlemlerine dayandığı anlaşılmakta­dır. Örneğin art arda yüzen ve solumak için düzenli olarak su yüzüne çıkan bir dizi musur, çok iri bir yılan izlenimi yaratabilir. Büyük kütleler halinde suyun hareketiyle salman deniz yosunlan da dev hayvanlara benzer. Büyük camgözler, kurdelebalıkları ve denizaslanları da deniz ejderi sanılan yaratıklar için birer açıklama olabilir.

Dev kalamarlar da (Architeuthis türleri) birçok öykünün kaynağı olabilir. Uzunluğu 15 m’yi geçebilen bu hayvanlar deniz ejderi öykülerinin beşiği olan İskandinavya, Dani­marka ve Britanya Adaları ile Kuzey Ame­rika’nın doğu kıyılarına zaman zaman uğ­rar. Bu tür kalamar, arkaya doğru uzayan dev boyutlu iki koluyla su üstünde yüzer­ken, efsaneleri esinlendirmiş olabilecek bir görünüş alır. Gövdesi genellikle silindir biçiminde ve başı basıktır; başında ve boynunda uzantılar vardır; tepede koyu bir renk, altta daha açık bir ton görülür; düz gövdesi rahatça kıvrılabilir; su fışkırtarak değişmez bir hızla ilerler. Öte yandan kaşalotların, Architeuthis türlerini öldürüp yuttukları bilinir; deniz ejderleri üstüne anlatılan en ilginç öykülerde de deniz ejderleri, kollarıyla sardıkları balinaları su­yun altına çekerler.

Tatlı su canavarları, özellikle de İskoçya’ nın kuzeyindeki Loch Ness’te görülenler üzerine çıkarılan söylentiler oldukça çok­tur. Ama bu söylentiler ışığında başlatılan çok sayıda araştırmanın tümü sonuçsuz kalmıştır.

Deniz ejderi nasıl, Deniz ejderi nedir hakkında bilgi

17 Şubat 2013 Pazar

John Denham kimdir Hakkında

John Denham kimdir

John Denham biyografi hayatı hakkında bilgiler, John Denham kimdir

Doğum tarihi 1615, Dublin – Ölüm tarihi 10 Mart 1669, Londra), İngiliz şair. Belirli bir manzarayı, uyandırdığı düşünceleri uzun uzadıya anlatarak betimlemeye dayanan yeni bir şiir türü yaratmıştır. 17. yüzyıl sonları ve 18. yüzyıl başlarında İngiltere’nin en gözde şairlerinden biriydi.

Oxford Üniversitesi’nde öğrenim gördü. Okul yıllarında yazarlığa başladı ve bazı bölümleri daha sonra yayımlanan Aeneis’in altı kitabını çevirdi. Adını 1641′de sahnele­nen, açık ölçüyle yazılmış tarihsel trajedisi The Sophy (Sofi) ve 1642′de yayımlanan şiiri Cooper’s Hill (Cooper Tepesi) ile duyurdu. İç Savaş sırasında yurt içinde ve dışında II. Charles için çalıştı. Stuart hane­danının yeniden başa geçmesinden sonra The Most Honourable of the Bath nişanıyla şövalye unvanını aldı ve Royal Society’ye seçildi. Ayrıca birkaç yıl Parlamento üyesi olarak görev yaptı.

John Denham’ın şiiri temelde didaktiktir. İngi­liz edebiyatında Augustus dönemi klasik şairlerinin en seçkini olan Alexander Pope kendisinden övgüyle söz eder. Edebi gücü daha çok düşüncelerinden kaynaklanır; özellikle ahlaki gerçekleri açık bir anlatımla dile getirişindeki ustalık dikkat çekicidir. Kapalı destan beytini geliştiren kişiler ola­rak İngiliz şair Edmund Waller ile birlikte, Restorasyon dönemi ve 18. yüzyıl eleştir­menlerinin de övgüsünü kazanmıştır. Önce­ki ve sonraki beyitlerden bağımsız olarak kendi içinde bütünlüklü bir düşünceyi dile getiren a a uyak düzeninde yazılmış bu nazım biçiminin yaygınlaşmasını sağlayan Cooper’s Hill şairi, aynı zamanda ingiliz şairlerin bir yüzyıl kadar örnek aldığı yeni bir manzara şiiri türünü başlatmıştır.

16 Şubat 2013 Cumartesi

İslam ne zaman ortaya çıktı geldi Hakkında

İslam ne zaman ortaya çıktı geldi

islam ne zaman geldi, islam ne zaman ortaya çıktı

İslam, İS 7. yüzyılda Hz. Muhammed’in kurduğu din. Tektanrıcı büyük dinlerin sonuncusudur. Temel inanç ilkeleri, Allah’tan başka tanrı bulunmadığı ve Hz. Muhammed’ in onun elçisi olduğudur. İslam inancının (itikad), bireysel ve toplumsal yaşamı düzenleyen yasalarının (şeriat) temel kay­naklan, Hz. Muhammed’e vahyedilmiş Tanrı sözü olduğuna inanılan Kuran’la Hz. Muhammed’in Tanrı bilgisine dayanan söz ve davranışlarının oluşturduğu sünnettir.

“İslam” adı doğrudan Kuran âyetlerine (Mâide 3; Âl-i Imran 19) dayanır. İslam sözcüğünün kökü olan “silm” barış ve esen­lik, aynı kökten türetilmiş “esleme” eylemi ise boyun eğmek, teslim olmak anlamına gelir. Buna göre İslam, kendim Tanrı irade­sine teslim ederek esenliğe kavuşmaktır. Kuran bu anlamıyla sözcüğü, evrensel bir kavramı dile getirmek için kullanır. Kuran’a göre örneğin evren müslimdir, çünkü Tanır mn koyduğu yasalara boyun eğmiştir (Âl-i İmran 83). İlk insandan bu yana vahyedilen bütün dinler İslam, Hz. Muhammed ve ona uyanlar gibi önceki bütün peygamberler ve ümmetleri de Müslümandır (En’am 163; Bakara 131-133; Mâide, 44). Hıristiyanlık­taki gibi bir “ilk günah”(*) kavramına yer vermeyen İslam inancına göre her insan Müslüman olarak dünyaya gelir, ama yü­kümlülük çağma erdiğinde özgür iradesiyle de İslamın temel inançlarını onaylaması gerekir.

e-okul sorunsuz açıldı

MEB E okul Veli bilgilendirme sistemi Sayfamıza Hoşgeldiniz e okul  ara ara kesintiler olmakta fakat geçici bir durumdur  belirli aralıklarla deneyebilirsiniz . Uyarı:  24 Aralık Pazartesi  günü itibari ile e-okul siteminde ara ara kesintiler meydana gelmektedir . Kesintilerin sebebi sanırım sunucuya aşırı yüklenme sebebi anlık kesintilerdir ara ara deneyebilirsiniz sisteme girmeyi . Merhaba Sevgili Veliler e-okul giriş Velileri bilgilendirme sisteminde  ara sıra  sorunlar yaşanabilmektedir. Bununda Yanı Sıra  Öğrenciler ya da veliler e okula girmek istediklerinde bu sayfayı kullanabilirler. E-Okul Veli Bilgilendirme Sistemine bu sayfamızdan aşağıdaki “E-Okul Veli Bilgilendirme Sistemi Giriş” butonuna tıklayarak girebilirler. E-Okul veli bilgilendirme sistemi resmi ve özel ilköğretim okullarında okuyan öğrenicisi bulunan veliler için hazırlanmıştır. Sistemde aşağıdaki başlıklar yer almaktadır.

15 Şubat 2013 Cuma

İskoç ekmeği Hakkında

İskoç ekmeği

İskoç ekmeği, özellikle İskoçya’da, bazen mayasız hamurdan yapılan yassı ekmek. Genellikle yulaftan yapılmakla birlikte, ar­pa, kurutulmuş bezelye unu ya da çeşitli tahılların karışımından yapılanları da vardır. Selkirk’te ise buğday unundan yapılır ve içine meyve konur.

iskoç ekmeğinin özgün adı olan bannock, Latince panicum’dan (darıya benzer yenebi­lir bir tahıl) gelir. Eskiden, mayıs başında yapılan Bentane ya da sonbaharın ilk günü yapılan Lammas gibi, her yıl kutlanan dinsel ya da din dışı bayramlarda özel İskoç ek­mekleri yapılırdı. Hamurun saat yelkovanı­nın ters yönünde yoğurulmasının uğursuz­luk getireceği inancı yaygındı.

İngiltere kralı Alfred’e ilişkin ünlü bir öyküden, İskoç ekmeğinin eskiden İngilte­re’de de yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Öyküye göre kral, Danlara karşı sefere giderken bir köy evine sığınır. Kendisini tanımayan ev sahipleri, ocakta pişmekte olan İskoç ekmeğine göz kulak olmasını isterler. Dikkatsizliği yüzünden ekmekler yanınca kral evin hanımından azar işitir.

İskoç ekmeği hakkında bilgiler nasıl özellikleri

5 Şubat 2013 Salı

Douglas Leakey Mary

Leakey, Mary Douglas (Doğum tarihi 6 Şubat 1913, Londra - Ölüm Tarihi 9 Aralık 1996 ), bulduğu çok önemli fosillerle tanınan İngiltere doğumlu arkeo­log ve antropolog. Bu fosilleri gene ünlü bir antropolog olan eşi Louis Leakey ince­leyip vardığı sonuçlarla dünyaya tanıtmış­tır.
Mary LeakeyMary'nin çocukluğunda resim yapmaya doğal bir yeteneği olduğu ortava çıkmıştı. Arkeolojiye karşı ilgi duydu. Birkaç okul değiştirdikten sonra İngiltere'de, Devon' daki Hemburv'de bulunan Neolitik kalın­tıların kazısına katıldı. O sırada taş araçla­rın ve öteki aletlerin röprodüksivon kalite­sinde resimlerini çizebilecek kadar ustalaşmıştı. 1933'te Louis Leakey ile tanıştı. 1936'da evlendiler: üç çocukları oldu. Evlendikten sonra 30 yıl eşiyle birlikte çalışan Mary Leakey, Kenya'da Tarih ön­cesi buluntuların yer aldığı yörelerdeki ka­zıları yönetti. 1947"de insansı maymunlarla insanların atalarına benzeyen ve 25 milyon yıl önce yaşadığı anlaşılan, maymun benzeri Proconsul africanus'Un kafâıasını bul­du. 1959'da Olduvai Boğazında ilk insangillerden (Hominidae) kalma bir kafatası keşfetti. Bugün Australopithecus içinde sı­nıflandırılan bu kafatasını taşıyan insangil­lere Louis Leakey Zinjanthropus adını verdi. Mary 1987'de Olduvai Boğazının güneyindeki Laetoli alanını buldu." Bura­da. volkanik küller üzerinde 3,5 milyon yıl önce yürümüş insangillerin ayak izlerine rastladı. Bu izleri yapanların insan gibi dik yürüdükleri anlaşılıyordu. Bu buluş insan­ların iki ayak üzerinde yürümeye başladık­ları varsayılan, bilim dünyasının da öteden beri kuşkuyla karşıladığı tarihlerden çok daha eskiye gidiyordu."Mary Leakey'nin kitapları arasında Olduvai Gorge: M\ Se­arch for Early Man (1979; Olduvai Boğazı: İlk İnsanı Bulmak İçin Yaptığım Araştır­malar) ve otobiyografik yapıtı Disclosing the Past (1984: Geçmişi Aydınlatmak) sa­yılabilir.
Kaynak

Mary Leakey Kimdir

Mary Leakey Dorothy Liddell altında arkeoloji onun çıraklık yapmıştı Hembury bölgesindeki Devon o da illüstrasyonlar yaptım kimin için, İngiltere,

1930-1934. 1934 yılında o bir kazı parçasıydı Swanscombe o İngiltere'de o zamana kadar bilinen en büyük fil dişi keşfetti, ancak tanımlamak için yardıma ihtiyacı vardı.

Yıllar geçirdiği 1935-1959, Olduvai Gorge bölgesindeki Serengeti Kuzey ovalarında Tanzanya , çok amaçlı ilkel taş kesme aletleri birçok taş aletler bulunmuştur el baltaları. Bu buluntular gelen Taş Devri'ne kadar geri 100,000 iki milyon yıl önce olduğu kadar tarih kültür.

Mary Leakey kimdir bir çıkarılan Proconsul africanus üzerinde kafatası Rusinga Island 1948 Ekim'inde Mary'nin kocası öldükten sonra, o Olduvai ve onu çalışmalarını sürdürdü Laetoli habermolasi.com , Onun keşfetti, Laetoli yerinde, burada hominin 3,75 milyon yaşında idi fosilleri. O da onbeş yeni keşfedilen türlerin diğer hayvanlar ve bir yeni cins, 1976-1981 itibaren Leakey ve onu personel ortaya çıkarmak için çalıştı Laetoli hominid ayak izi bırakılmıştır iz volkanik küller yaklaşık 3.6 milyon yıl önce. Bu keşif sonrasında yıl Olduvai ve Laetoli keşifler ve hazırlama yayınları takip çalışmaları araştırma ile doldurulmuştur.